top of page

Eski Vedik Uygarlığı

Güncelleme tarihi: 4 Eyl 2020

Evrenin Sırları...

Binlerce yıl önce Kuzey Hindistan‘da gelişmiş bir uygarlık vardı. Öyle sadece teknolojik olarak düşünülüp ileri düzeyde olan bir uygarlık değil de daha ziyade iç ruhsal gelişimin en ileri seviyeye vardığı o zihnin bilinç üstü seviyelere ulaştığı bir uygarlık. Rişiler ya da Siir denilen bilir kişiler bu iç ruhsal dünyaya odaklandılar ve o içsel dünyayı araştırdılar daha çok. Sanskrit denilen kutsal yazılarda “Veda”’nın anlamı kutsal bilgi demektir. Bu Rişi ve Siiler kutsal bilgileri paylaştılar kulaktan kulağa. Kutsal bilgiler vahiy yoluyla ilahi varlıklardan ulaştı. Hristiyanlıktan önce 4000 ila 1500 yılları arasında bu gelenek Hinduizm olarak cereyan buldu. “Sanatana Dharma”’nın anlamı sonsuz gerçek demektir.  Hinduizm ya da Sanatana Dharma aracılığıyla spiritüel gelişime, yüksek bilinç mertebesine ulaşılması din olarak sınıflandırılmaz aslında. Bu yazılar yüksek bilinç mertebesine ulaşmak için kaleme alınmış ilahi yanıtlardır. Vedik bilgileri bizlere evren hakkında ve evren ile insan arasındaki ilişkiler arasında bilgiler sunar.  AstroFelsefe Vedik Eğitim Platformu antik çağ kutsal Veda bilgilerini kullanarak evrenin bu sırlarını yıldızlar aracılığıyla paylaşmayı amaçlamaktadır.  Eski Vedik Uygarlığında dört motivasyon vardır. Darma: İyi şeyler yapmak. İnsanların yararına, bu dünyanın iyi bir yer olması için yararlı şeyler yapılmasıdır. Bu kişilerin amacı kendilerini kişisel çıkar, şehvet ve ekonomik çıkar beklentisi olmaksızın kendilerini insanlığın yararına adamış olmalarıdır. Sloganları toplumsal normların doğru olarak gördüğü kuralları takip etmek, bu kurallar çerçevesinde insanlık yararına hizmetler sunmaktır. Artma: Varlık değerinin önemli olması.  Bu kişiler ya aile, ya para varlığı veya mal varlığı gibi maddi dünyevi işlere odaklanan bireylerdir. Arkadaş, eş, komşu, aile ilişkileri bu özellikleri kapsamaktadır. Sadece ekonomik kazanç şeklinde de düşünmemek lazımdır. Bu kimseler toplumun gözünde nasıl göründüklerini önemseyen bir nevi “etiket” odaklı bireylerdir. Kama: Dünyevi eğlencenin ön planda olması. Bu kişiler dünyevi zevklerin, eğlencelerin peşindedirler. İllaki cinsel arzular şeklinde de görmemek lazımdır. Mokşa: Ruhsal özgürlüğün hedef alınması. Bu kişilerin amacı sonsuz ilahi kurtuluşa ulaşmaktır. Cennet yoluna giden ruhsal özgürlük hedeftir. Bu kişiler artık dünyevi işlere ilgisi olmayan kalıcı gerçekle evrensel özgürlük yoluna odaklanmış bireylerdir. Bu dört ana motivasyonu ayrı ayrı kişileri nasıl etkilediğini ve nasıl kategorize ettikleri şeklinde algılamamak lazım aslında.  Herkes az ya da çok hayatın belirli dönemlerinde bu safhalardan az ya da çok geçebilir. Vedik Felsefesi için  gelinen en son nokta olan ruhun ilahi özgürlüğü önemlidir. Ruh bu özgürlüğü bulana kadar eskiyen bir kıyafet gibi bedeni terkeder ve başka beden bulur. Reenkarnasyonun basit bit tanımıdır bu. İlahi hedef Tanrının farkına varmaktır. Artık ruhun başka yüksek bir arzusunun olmadığını bulana kadar bu ilahi yolculuk devam eder. Tanrı Aşkı gelinen en son noktadır aslında. Tanrı hem her yerdedir, derinlerde içimizde, ya da düşündüğümüz hiçbir yerde.   Bu evrensel sırlar Tanrı veya Tanrıların bir oyunu gibi mi diye düşünmemek elde değil. Doğmadan önce yazılmış bir senaryoya mı doğuyoruz? Ya da tamamlanmamış karmalarımızı tamamlamak için mi buradayız? Yarıda kalmış bir kader için bu hayata nefes alırken, başka yarıda kalacak karmalar mı yaratıyoruz yoksa? Vedik Astroloji evrenin bu sırlarını sunuyor bir nevi. Evrende sıralanmış gezegenler, güneş ve ay aracılığı  yıldız kümelerinden bizlere ulaşmış sırlarla doğuyoruz bu yaşama. Vedik Astrolojisi bu gizli kodlanmış bilgileri nasıl deşifre etmeyi öğretiyor bizlere. Unutulmaması gereken en önemli nokta, Evren’in bu bilgilerin sadece ulaşması gereken kişilere ulaşmasını sağlamasıdır. Ruhun yeni bir beden bulduğu o anda bu yaşamdaki karmamız belirlidir aslında... Astrolog K. R. Kadak



Son Yazılar

Hepsini Gör

GARİP GALİP

bottom of page